#Zorla kaybetme
#Zorla kaybetme
Uluslararası insan hakları hukukunda, bir kişinin devlet görevlileri veya devletin görevlendirmesi, desteği veya bilgisi dahilinde üçüncü bir kişi/kişiler tarafından zorla kaçırılması veya hapsedilmesi, ardından bu kişinin akıbeti ve nerede olduğuna dair bilgileri olduklarını reddetmeleri ve bölyece mağdurun hukukun koruması dışında bırakılması hali zorla kayıp etme olarak tanımlanır.
Bir kişi 'kayıp' olduğunda, işkence yapılmış veya öldürülmüş olma ihtimali yüksektir.
Zorla kayıp etme uygulamasının yaygın ve sistematik olarak kullanılması insanlığa karşı işlenen bir suçtur.
1 Temmuz 2002 tarihinde yürürlüğe giren Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü'ne göre herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen "zorla kayıp etme" insanlığa karşı işlenen suç niteliğindedir ve bu yüzden zamanaşımı uygulanamaz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Aralık 2006 tarihinde Herkesin Zorla Kayıp Edilmeye Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme'yi kabul etmiştir.
Zorla kayıp etme sıklıkla cinayeti işaret eder. Böyle bir durumda kurban kaçırılır, hukukdışı biçimde alıkonur ve genellikle sorgu sırasında işkence yapılır; öldürülür ve bedeni gizlenir. Tipik olarak, cinayet gizlice işlenir, beden bulunmayacak şekilde ortadan kaldırılır; böylece, kişi ortadan kaybolmuş olur. Kurbanın öldüğüne dair herhangi bir kanıt ortaya konamadığı için de cinayeti işleyen taraf bunu inkâr edebilir.